Amsterdam’dan Türkiye’ye bakarken…

Politika / 11/01/2009

Aleviler arasindaki farkliliklar ve hükümetin tutumu üzerine ikinci yazimi yazmayi birkaç gün sonraya ertelemek durumunda kaldim. Türkiye’de basin özgürlügünü takip ve Türkiyeli ile Hollandali gazeteciler arasindaki iliskileri gelistirmeyi amaçlayan ‘Röportaj’ inisiyatifinin davetiyle üç gazeteci meslektasimla Amsterdam’a geldim. Açilisi ‘Ropörtaj girisimi adina Mehmet Ülger yapti.

Yola çikmaya hazirlandigimiz andan itibaren, cep telefonuma sürekli yeni haberler geliyordu. ‘Ankara’da kazi’, ‘Genelkurmay’daki toplantinin ardindan Ilker Basbug Basbakan ve Cumhurbaskaniyla görüstü.’ ‘Yargitay Baskanlar Kurulu toplandi.’ Gerginlik son haddinde. Bakalim neler olacak endisesiyle uçaga bindik.

 

Genelkurmay açiklama yapmadi.

Komutan esleri Tuncer Kilinç’i esini ziyaret ettiler. Yargitay açiklama yapmadi. Baskan

hukuka özen uyarisinda bulundu.

Uçaga binerken bazi yazarlar, Avrupa’nin da Ergenekon davasinda hukuksuzluk yapildigi konusunda derin endiseler tasidigina iliskin yorumlar yapmislardi. Daha önce de benzer ifadeleri Deniz Baykal kullanmisti.

Ergenekon sorusturmasinin ‘sulandigi’, artik ‘inandiricini yitirdigi’ yönünde yorumlarin sayisi iyice artmaya baslamisti. Sorusturmanin önemine vurgu yapan ‘liberal’ler yine hedefteydiler.

***

Biz Hollanda’ya Türkiye’deki basin özgürlügünü Hollandali meslektaslarimizla konusmaya gelmistik ama, kulagimiz Türkiye’deydi. Yasemin Çongar ve Kürsat Bumin’le firsat buldukça Türkiye’den haberler almaya çalisiyorduk.

Ilk haber benim cep telefonuma düstü: ‘Gölbasindaki kazilarda çok sayida silah ve patlayici bulundu.’  Ürktüm ve ferahladim. Iki duyguyu ayni anda yasadim. Ürktüm çünkü, çeteler faaliyetlerini sürdürüyorlardi. Ölüm makinesi çalisiyordu. Veli Küçük’ün telefon arkadasi Ibrahim Sahin hafiza kaybi sorunun çözmüs ve bombalari depolamaya baslamisti.

Gazetelere baktim, Ergenekon  davasinin ‘fasa fiso’ olmasini isteyen meslektaslarimiz, ‘Bunlar Susurluk kalintisi, Ergenekon’a bulastirmayin’ çabasi içine girmislerdi. Halbuki bu silahlar ve bombalar yeni gömülmüstü. Hepsi tazeydi. Taze isler için depolanmislardi.

Çogunlugunu Hollandali gazetecilerin olusturdugu salona girdigimizde,

konumuz Türkiye’de basin özgürlügüydü. Yasemin Çongar haberi verdi: ‘Ermenilerden özür diliyoruz’ imza kampanyasi için Ankara Cumhuriyet Bassavciligi ‘Türklüge hakaret’ten sorusturma baslatmisti. Al sana özgürlük.

Avrupa Parlamentosunun Türkiye-AB ortak Meclis Komisyonu Baskani Joost

Lagendijk ve esi gazeteci meslektasimiz Nevin Sungur da toplantiyi izlemeye gelmislerdi. Bir gün önce Türkiye’de ‘AB Ergenekon sorusturmasindan kaygili’ ifadelerini sormak imkâni olusmustu.

Joost Lagendijk, “Biz sorusturmayi sonuna kadar destekliyoruz. Bir gün önce Hannes Svoboda da bunlari belirtti.

Tabii ki hukukun kurallarina uygun olarak yürütülmesini söylüyoruz. Ancak Türkiye’nin çetelere, darbecilere yönelik hukuki alanda baslattigi temizleme girisiminin destekçisiyiz ve bu davayi çok önemsiyoruz.”

***

Amsterdam buzlar içinde. Sicaklik geceleri -10’larda. Hollandalilar 12 yildir ilk kez gerçek buzda kaymanin keyfini çikariyorlar. Olaganüstü soguga ragmen ‘Türkiye’de medya, iktidar ile basin arasindaki iliski’ baslikli toplantiya ilgi çok fazla. Birçok insan yer bulamadigi için toplantiyi Türkiye’de ne olup bittigini ögrenmek amaciyla ayakta izliyor.

‘Basin özgürlügü’ bitmeyen öykü.

Yillardir Türkiye’de yasayan Hollandali gazeteci Jessica Lutz, az satisli gazetelerin, Kürt kimligini öne çikaran gazetelerin gördügü baskilari anlatiyor ve son yillarda göreceli bir iyilesme oldugunun da altini çiziyor.

Türkiye’den gelen haberlerin arkasi kesilmiyor. Ibrahim Sahin’in evinden çikan krokilerden Türkiye’nin dört bir yaninda yeni kazilar yapildigi haberi geliyor.

Ergenekon davasi fasa fiso diyenlerin yeni durumu nasil degerlendirdigini merak ediyorum. Hepimizi tehdit eden ve askeri darbe pesinde kosan bir gücün varligini kim inkâr edebilir?

Hollanda’da yasayan eski solcu bir arkadasimla konusuyorum: ‘AKP iktidarda kalacagina darbeyi bir süre için tercih edebilirim’ diyor. Saskina dönüyorum. Yillardir yurtdisinda bir askeri darbe magduru olarak yasiyor ve bunlari söylüyor.

Ergenekon sorusturmasinin sonuçsuz kalmasini isteyenlerin bir kisminin böyle düsündügü bir gerçek. Peki bu operasyonlar yapilmasaydi, bu dava açilmasaydi, acaba simdi nasil bir noktada olacaktik, bunu hiç düsündünüz mü?

Gerçek bir demokrasi, gerçek bir basin özgürlügü bir ülkeye kolay gelmiyor. Hollandali izleyicilerimize, basin özgürlügünün, AB sürecine ve demokratiklesmeye bagli oldugunu anlatmaya çalisiyoruz.

Geriye dönüs yolundayiz…

Kazilar devam ediyor…